KENAN AKIN’DA 550 KİŞİNİN İSTİHDAMINA KARŞI ÇIKIYOR

CHP’den İhraç edilen Kenan Akın, sosyal medyada OSB alanında ark ocağı kurulması  ile ilgili paylaşımı tepkiler de beraberinde getirdi.

Akçakoca’nın geleceği için ve 15 yıldan beri kurulması planlanan ve son aşamaya gelindiğinde bazı Akçakocalı vatandaşlar tarafından karşı çıkılan ve Kenan Akın’da dahil OSB ark ocağı açıklaması karşılık olarak ark ocağı hakkında kendisini bilgilendirelim.

İlk önce bu ark ocağını yapacak olan firma Ağır Haddeciliktir. Bu firmada ilk olarak 550 kişi çalışacak ve bir çok hane buradan ekmek yiyecek.

Ağır Haddecilik isimli firma, çelik sanayinde üretim yapan bir firma. Tıpkı ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde aynı yöntemle çelik üreten diğer firmalar gibi. Ağır Haddecilik firması, halihazırda İzmit’teki fabrikalarında yüksek istihdamla üretimine devam ediyor.

Ark ocağı kullanmak, çelik üretiminde yaygın olarak kullanılan bir yöntem. Bu ocaklarda hurda metal eritilerek çelik üretilir. Bu yolla doğal kaynak tüketimi diğer yollara göre daha da azaltılır ve demir cevheri yerine geri dönüştürülmüş metal kullanımı, karbon ayak izini düşürür.

Ark ocağı kullanılmasıyla, geleneksel yüksek fırınlara göre %50-60 daha az karbon emisyonu üretilir.

Yeni nesil ark ocaklarıyla, enerji tüketimini optimize eden sistemler kullanarak daha az enerji harcanmış olur.

Bu demek değildir ki ark ocakları masum ya da çevre dostudur. Tabii ki metal ergitmesi sırasında ortaya çıkacak olan ağır metaller, partiküller ve gazlar ile ortaya çıkan curufların uygun şekilde değerlendirilmemesi olumsuz yanlarını ortaya çıkartır.

Sonuçta bir ağır sanayi üretimi yapıyorsunuz ve ark ocakları, geleneksel yüksek fırınlara göre daha çevreci bir alternatif olsa da, hava kirliliği, enerji tüketimi ve atık yönetimi gibi konularda dikkatli olmalısınız. Bu açıdan gelişmiş filtreleme ve enerji verimliliği sağlayan teknolojiler kullanmak önceliğiniz olmalıdır.

Türkiye genelinde 41 ham çelik üretim tesisi bulunmakta olup, bunların 27’si elektrikli ark ocağı kullanmaktadır. Yani bu yöntemle üretim oldukça yaygındır ve Akçakoca’da yapılmasında da bir beis görülemez.

Buradaki asıl odaklanılması gereken mesele ark ocağı üzerinden bir sanayi tasisine karşı olmak değil, bu sanayi kuruluşlarının çevre mevzuatına tam uyum sağlaması ve etkili emisyon kontrol sistemleri kullanıp kullanmaması meselesidir.

Bu konuda sanayicinin sorumluluğu, çevre dostu teknolojilere yatırım yapıp atık yönetimi, karbon emisyonları ve enerji verimliliği gibi konularda iyi uygulamaları benimsemek olmalı; yalnızca maliyetleri değil, ekolojik etkileri de gözetmek olmalıdır.

Diğer yandan bundan daha da önemlisi, Devletin ve Denetleyici Kurumların Sorumluluğudur ki, çevre mevzuatlarını sıkı tutmak ve uygulanmasını sağlamak, sanayi kuruluşlarını denetlemek ve ihlalleri caydırıcı şekilde cezalandırmak, temiz üretimi teşvik eden politikalar geliştirmek devletin kurumlarının asli işidir.

Bunların yanı sıra, bilinçli bir sivil toplum denetimi de oldukça önemlidir. Yapılan işlerin takibini isteyen, çevre konusunda gördüğü eksikliği anında ilgililere aktaran bir duyarlılık Akçakoca için hayati önemdedir.

Ama meselenin ana ekseninden sapmamak kaydıyla: Yanlış olanın sanayileşmek değil, çevreye zarar veren mevzuat ve yönetmeliklere uymamak olduğunu bilerek ve bu hassasiyetle hareket etme ekseninde kalarak.