AKÇAKOCA’DA EGO, HUKUKUN ÖNÜNE Mİ GEÇİYOR?
Akçakoca Devlet Hastanesi, sağlık hizmetleriyle değil, şimdi de Başhekim Op. Dr. Sonay Kıvrakdal’ın “isim hassasiyeti” ile gündemde. Öğreniyoruz ki; Gazeteci Şafak Engin hakkında, Başhekim Hanım’a sadece “Sonay” diye hitap ettiği gerekçesiyle, “itibarsızlaştırma” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş.
Yanlış duymadınız. Tehdit yok, hakaret yok, küfür yok. Sadece bir isim: “Sonay”.
İtibarsızlaştırma mı, Tahammülsüzlük mü?
Bir kamu görevlisinin, kendisine ismiyle hitap edilmesini “itibarsızlaştırma” olarak görmesi, o koltuğun ağırlığıyla ne kadar bağdaşır? TCK’ya ve Yargıtay içtihatlarına göre; bir kişiye ismiyle hitap etmek, “sen” demek veya protokol kurallarını es geçmek suç değildir. Olsa olsa “nezaketsizlik” sayılabilir. Ancak Akçakoca’da görünen o ki, “nezaket kuralları” Ceza Kanunu’nun önüne geçirilmeye çalışılıyor.
Eğer bir başhekim, ismi zikredildiğinde itibarının sarsıldığını düşünüyorsa, o itibar zaten pamuk ipliğine bağlı demektir. Gerçek itibar; titrlerde veya “Sayın” ön eklerinde değil, vatandaşın gönlünde ve yapılan hizmette saklıdır.
Savcıları Bu İşlerle Meşgul Etmek Haktır Ama…
Yargı makamlarını, “Bana adımla seslendi” gibi şahsi alınganlıklarla meşgul etmek, asıl suçlarla mücadele eden adalet sistemimize haksızlık değil midir? Akçakoca’nın onca sorunu, hastanenin onca eksiği varken, mesaiyi ve enerjiyi “Kim kime nasıl seslendi?” tartışmasına harcamak, kamu vicdanını yaralamaktadır.
Şafak Engin Ne Dedi?
Şafak Engin, gazetecilik refleksiyle veya bir vatandaş olarak bir eleştiride bulunmuş, bu esnada muhatabının ismini kullanmıştır. Bir gazetecinin görevi, kamu görevlilerini “pohpohlamak” veya onlara istedikleri gibi hitap etmek değil; kamu adına soru sormak ve eleştirmektir. “Sonay” demekle itibar zedeleniyorsa, eleştiriye hiç tahammül yok demektir.
Sonuç: İsimler Geçici, Hizmet Kalıcıdır
Sayın Kıvrakdal’a hatırlatmak gerekir: O koltuklar millete hizmet makamıdır, ego tatmin yeri değildir. Hukuk, kişisel kaprislerin sopası olarak kullanılamaz. Bugün “Bana Sonay dedi” diye savcılığa koşanlar, yarın o koltuktan kalktıklarında halkın yüzüne nasıl bakacaklar?
Bu dava, Akçakoca tarihinde bir hukuk garabeti, bir “tahammülsüzlük vesikası” olarak yerini alacaktır. Bizden söylemesi.
Hukuki Bir Not
Savcılık sürecinde savunmanızda şu hususların altını çizmeniz lehinize olacaktır (Bir avukat tavsiyesi değildir, genel bilgi mahiyetindedir):
Suçun Unsurları: TCK 125. maddeye göre hakaret suçu için “kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek somut bir fiil isnadı veya sövme” gerekir. İsimle hitap etmek bu tanıma girmez.
Yargıtay Kararları: Yargıtay’ın “kaba hitap” ile “hakaret” ayrımını yapan sayısız kararı mevcuttur. “Sen”, “Lan” (bazı durumlarda) ve sadece isimle hitap etmek genellikle nezaketsizlik sayılır, suç sayılmaz.
Basın Özgürlüğü: Eğer bu ifade bir haber veya yazı içinde geçtiyse, basının “sarsıcı, incitici olsa bile eleştiri hakkı” AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla koruma altındadır.