AKÇAKOCA DÜŞMANLIĞININ GELDİĞİ NOKTAYA BAKAR MISINIZ, ÇOK YAZIK!..

Akçakoca Belediye Başkanı Fikret Albayrak, önceki dönem belediye başkanı Okan Yanmaz zamanında kaybedilen ‘mavi bayrakları’ yeniden Akçakoca plajlarına dikmek için yoğun çalışmalar yürütürken, Albayrak’a düşmanlık eden sözde gazeteci Fatih Topal, karalama maksatlı olarak yaptığı gafları ile hem kendini hem de eski belediye başkanı Okan Yanmaz’ı yaktı.
Başkan Albayrak’ın çabalarını hafife almak isterken, kış mevsiminde kapalı olan Kale plajı tesislerine giderek oradaki durumu aktaran Topal, tesisin Okan Yanmaz döneminden itibaren kapalı olduğunu ve Koruma Kurulu tarafından bir çivi bile çakılmasına müsaade edilmediğini bildiği halde açık iftiralarına devam etti.
Tesisin yaz sezonuna kadar yenilenmesi için Koruma Kurulundan izin alma çalışmalarını yürüten belediyemiz, mutlaka tesisi pırıl pırıl bir şekilde sezona hazır hale getirecektir, bu konuda kimsenin şüphesi yok ama bu konudan daha önemlisi ise sosyal medya oğlanı Fatih Topal’ın Okan Yanmaz’ın başını yakan son açıklaması oldu.
Okan Yanmaz’ın Mavi Bayrakları almak için 10 bin Euro vermenin yeterli olduğunu söylediğini iddia eden Topal, bu yalanıyla Okan Yanmaz’a mahkeme kapısını aralarken, aynı zamanda Mavi Bayrağı veren Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (FEE – Foundation for Environmental Education) ve TÜRÇEV tarafından çeşitli davalarla yüz yüze kalmasına yol açtı.
Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle zor bir tedavi süreci geçiren eski belediye başkanı Okan Yanmaz’ın, Fatih Topal’ın kendisine attığı iftirayla ilgili yapacağı açıklama merakla beklenirken, Yanmaz’ın uluslararası saygın kurumlara rüşvet teklifi edildiğine yönelik iddialar karşısında bu kurumların yargısal süreci işletmeleriyle Akçakoca’nın saygınlığına gölge düşeceği inkar edilemez.
Yetkili çevrelerinden edindiğimiz bilgilere göre Mavi Bayrak mevzusu tam olarak şu şekilde izah edilmekte:
Mavi Bayrak’ın (Blue Flag) uluslararası bir çevre ödülü olduğunu ve belirli kriterlere dayanarak verildiğini bilmek önemlidir. Bu ödül, Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (FEE – Foundation for Environmental Education) tarafından belirlenen çevresel temizlik, su kalitesi, güvenlik ve hizmetler gibi kriterlere göre değerlendirilerek verilir. Yani, bir plajın veya marinanın Mavi Bayrak alabilmesi için, bağımsız denetimlerden geçmesi ve belirlenen yüksek standartları sağlaması gerekmektedir.

1. Mavi Bayrak Parayla Alınmaz

Mavi Bayrak almak için ödenen herhangi bir ücret, ödülün satın alınması anlamına gelmez. Bu süreçte:

Başvuru ve denetim ücreti alınır ki bu, değerlendirme sürecinin maliyetlerini karşılamak içindir.

Ancak, ödülü kazanmak için çevresel kriterlerin sağlanması zorunludur.

Kriterlere uymayan bir plaj veya marina başvuru yapsa ve ücret ödese bile ödülü alamaz.

Bu nedenle “Mavi Bayrak parayla alınıyor” iddiası, gerçek dışı ve yanıltıcı bir iftiradır.

2. İftiralara Karşı Hukuki Yollar

Eğer bir kişi veya grup, bu ödül sürecini itibarsızlaştırmak amacıyla kasıtlı olarak yanlış bilgi yayıyorsa, aşağıdaki hukuki yollar düşünülebilir:

İftira ve Karalama Davası Açma: Kişi veya kurumun kasıtlı olarak yanıltıcı bilgi yayarak itibarı zedelemesi durumunda, Türk Ceza Kanunu (TCK) 267. madde kapsamında iftira suçu işlenmiş olabilir.

Haksız Rekabet Davası: Eğer bu iddialar turizm sektöründe rekabeti haksız yere etkilemeye yönelikse, Türk Ticaret Kanunu (TTK) 54-63. maddeleri kapsamında haksız rekabet davası açılabilir.

Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle Manevi Tazminat: Yanlış bilgilendirme sonucunda kişi veya kurumların itibarı zarar görüyorsa, Türk Medeni Kanunu (TMK) 24. ve 25. maddeleri gereğince manevi tazminat talep edilebilir.

İnternet Üzerinden Yapılan İftiralar İçin BTK’ya Başvuru: Eğer iddialar sosyal medya veya haber siteleri üzerinden yayılıyorsa, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) üzerinden şikayette bulunulabilir.

Sonuç olarak, Mavi Bayrak’ın parayla satın alınan bir ödül olmadığı açık bir gerçektir. Bu ödüle hak kazanmak için uluslararası standartlara uyulması ve bağımsız denetimlerden geçilmesi gerekir. Yanıltıcı iddialara karşı hem hukuki yollarla mücadele etmek hem de doğru bilgilendirme yapmak en etkili strateji olacaktır.