KOLPACINO BASININ MUSLUĞUNU KESTİ

Fikret Albayrak’ın Akçakoca belediye başkanlığı seçimlerini kazanması, sadece belediyede bir makam ve koltuk değişikliği olarak kalmadı; aynı zamanda belediye ve medya kurumları arasındaki ilişkilerin de yeniden düzenlenmesine ve sağlıklı bir düzleme oturmasına yol açtı.

Albayrak, daha seçimler öncesinde avantacılığa, yandaşlığa, trollüğe geçit vermeyeceğini söylediğinde, o döneme kadar belediyeden nemalanan bazı sözde habercileri bir telaş almış, para muslukları ve imtiyazlı durumları sona erecek endişesine kapılmış, daha seçimler öncesinde Albayrak kaybetsin diye yalan haberler üretmeye başlamışlardı.

Tüm yalan haber ve sahte hesaplar aracılığıyla atılan iftiralara rağmen, ilçe halkının yüksek feraseti düzenbaz medya kesimine inanmak yerine Fikret Albayrak’a destek vererek onu belediye başkanı yaptı.

Albayrak, makama oturur oturmaz beklendiği üzere sözünü tuttu ve ilk iş olarak belediyede haksız kazanç elde eden yapılanmayı ortadan kaldırmak için harekete geçti. Şişirilmiş kadrolara, bankamatik memurluğuna, belediyenin yüksek borçlarına karşı gelir artırıcı tedbirler geliştiren Albayrak, tasarruf tedbirlerine de giderek belediyeyi içine düştüğü darboğazdan kurtarmaya çalıştı, çalışıyor.

Albayrak’ın neşter vurduğu bir diğer alan da  yerelde basının gücünü kötüye kullanarak belediyeyi baskı altına alıp maddi veya politik çıkar sağlamaya çalıştığı kesim oldu. “Medya şantajcıları” veya “kirli gazetecilik” olarak adlandırılabilecek kesimlerin belediyeyle olan bağlarını kesti.

Albayrak öncesinde belediyede ayrıcalıklı bir grup olarak kabul gören, imtiyazlı durumlarının devam etmesini isteyen bu kesim Albayrak’tan vetoyu yiyince, doğal olarak aynı kirli habercilik oyununu kendisine karşı oynamaya çalştılar, çalışıyorlar da…

Joseph Pulitzer’in şu sözü çok anlamlıdır: “Özgür bir basın halkın en büyük savunucusudur. Basın yozlaşmışsa, halkın sesi boğulmuş demektir.”

Bizim yerel medya tetikçileri, hiç bir zaman özgür basın olamadılar. O kadar yozlaşmışlardı ki haberciliği paraya endeksli hale getirmekten ar etmediler.

Belediyeye sırtını yaslayan, bir dedikleri iki edilmeyen, aksi durumda yaptıkları tehdit haberleriyle belediye yönetimini bir şekilde etki altına almayı başaranlar, o kadar çok zenginleştiler ki, kazançları ve ilişkileri belediyenin hesaplarını teftişe gelen Bakanlık müfettişlerinin araştırmasına konu oldu.

Bu kesim Okan Yanmaz döneminde belediyeye kestikleri yüksek faturalarla yetinmeyi bilselerdi belki bu kadar tepki çekmezdi ama Belediyeden alınan çok sayıda inşaat işi ihalesi, belediye yöneticilerinin sundukları imkanlarla alınan araç, işyeri ve diğer şeylerin yanı sıra, belediyenin aracılığıyla bazı iş insanlarının inşaat işlerini almak gibi imtiyazlarla kısa sürede zengin olmayı başardılar.

Bir telefonla ayaklarına gönderilen alkollü içecekler, belediyenin kafeteryalarını adata kendi ofisleri gibi kullanıp para vermeden yiyip içme ayrıcalığını sonuna kadar kullanan bu trolcü kesim, bir zaman sonra iyice pervasızlaşıp istek çıtalarını yükselttiler.

Çocuklarını belediyede bankamatik memuru olarak işe sokup, yakınlarının belediyede işe girmesine aracılık etmek bu kesim için rica olmaktan öte neredeyse emrivaki davranış olarak sergilenmekteydi.

Belediyenin tüm imkanlarının neredeyse bir tek kendilerine akmasını sağlayan bu zevatın doymak bilmeyen iştahlarına karşı belediyenin cömertçe davranması pervasızlıklarını artırdıkça artırdı.

Belediyeden kendilerine plaj verildiği ise halktan gizlenmişti ve ancak belediye yönetimi Fikret Albayrak’a geçince bu kirli ilişki gün yüzüne çıkma fırsatı bulabildi.

Gazeteciliğin etik değerlerini korumak, bir toplumda demokrasinin sağlıklı işlemesi için kritik öneme sahip. Habercilik mutlaka yapılmalı ama objektif ve tarafsız habercilik anlayışının zayıflaması hem siyaseti hem de toplumu olumsuz etkileyebilir.

Tüm bunların yaşanmış olmasının talihsizliği bir yana, Okan Yanmaz’a destek olduklarını zanneden bu hortumcu kesim, maalesef Okan Yanmaz’ın seçimleri yüksek oy farkıyla kaybetmesinin de en büyük etkeni oldular.

Fikret Albayrak’ın bu zevata geçit vermemesi ise Akçakoca’da habercilik mesleğini düzgün şekilde yapan meslek erbapları için de bir umut ve destek oldu.